Uluslararası Farmakoepidemiyoloji Derneği’nin (International Society for Pharmacoepidemiology, ISPE) yıllık 32. Kongresi, 25-28 Ağustos 2016 tarihleri arasında Dublin’de gerçekleştirildi. ISPE’nin belirttiği resmi rakamlara göre, 1389 kayıtlı kişinin katılımıyla toplanan 32. ISPE Kongresi’nde, yine Dünya’nın pek çok ülkesinden, akademi/üniversite, hükümet/sağlık otoriteleri, servis sağlayıcılar, farmasötik firmalardan oluşan geniş bir katılımcı yelpazesi buluştu. ISPE Kongre’lerinin artık klasikleşmiş ve kökleşmiş başarısı, eğlenceli, sempatik ve epik Dublin kenti ile buluşunca, bu kongre de, kuşkusuz, anımsanacak ISPE kongreleri arasındaki yerini aldı.
Bir ISPE klasiği olarak “Kongre Öncesi Eğitim Toplantıları” çerçevesinde, iki gün boyunca devam eden kurslar gerçekleştirildi. Kurslar, son derece zengin bir konu yelpazesini kapsıyordu. “Farmakoepidemiyoloji’ye Giriş”ten tutun, Pediatrik Farmakoepidemiyoloji, Gebelik Modern Farmakoepidemiyolojisi, Gerçek Yaşamdaki Farmakogenomik, Terapo¨tik Risk Yönetimi Programları, Tıbbi Cihaz Epidemiyolojisi, İlaç Kullanım Çalışmaları, Aşı Güvenirliği Epidemiyolojisi, Veritabanları Kullanımı Çalıştayları gibi özel ve detaylı alanlarda da kurslar ve çalıştaylar gerçekleştirildi.
Hemen belirteyim: Gerek bu kurs ve çalıştaylara, gerekse kongre bilimsel programına şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: http://www.pharmacoepi.org/meetings/32ICPE/agenda/index.cfm
Kongre öncesinde yapılan bu kurslara, bu yıl katılmadım. Ancak, geçmiş yıllardaki deneyimlerime dayanarak, bu kursların farmakoepidemiyolojiye ilgi duyup kendini bu alanda yetiştirmek isteyenler için gerçekten yararlı ve güzel bir başlangıç olduğunu içtenlikle belirtebilirim. Yine, her ne kadar farmakoepidemiyoloji disiplininde uzmanlaşmış ehil-usta-bilirkişi olsanız da, bilgilerin pekiştirilmesi ve güncellenmesinin yanı sıra, alandaki yeni gelişmelerin izlenmesi yönlerinden de kaçırılmaması gereken bir olanak olduğunun altını çizmek isterim. Ayrıca bu kursların, bilimsel amacına ek olarak, bu alandaki uzmanlar, öğrenciler, özel yada kamu sektörlerinden kişiler / kuruluşlar vb. çevrelerle tanışma ve görüş alış verişinde bulunma fırsatı yakalama olanağı veren sosyal bir rolünün bulunduğunu da eklemeliyim.
Bu kursların ardından, 25 Ağustos Perşembe akşamı yapılan Açılış Resepsiyonu ile 32. Kongre resmen başladı. Bir yandan, nasıl geçtiğini anlayamadığım dört gün boyunca, ayrı salonlarda eş zamanlı yürüyen toplantılar arasında koşuşturma heyecanı yaşadım. Öte yandan da, çakışan oturumlarda tartışıldığını bildiğim, ilgimi çeken konuları kaçırmış olmanın hüznünü duydum. ISPE, bu oturumlarda, “junior” araştırmacılara, doktora (PhD) ve doktora sonrası (post-doc) öğrencilerinin çalışmalarını sunmasına fırsat ve ağırlık verir. Kongre süresince boyunca sabah ve akşam yapılan oturumlarda “ileri analitik metotlar, algoritmalar, ilaç güvenirliğini araştırma yöntemleri”nden, “kanser, pediatrik farmakoepidemiyoloji, gebelik ve farmakoepidemiyoloji, biyolojik ürünlerin aktif izlenmesi” gibi önemli, güncel ve spesifik konularda sunumlar yapıldı.
Kongre süresince, öğleden sonraları, farmakoepidemiyoloji’nin farklı alanlarında her biri 1,5 saat süren ve eşzamanlı yürütülen Sempozyum & Workshop’lar düzenlendi. Bana da yine, hem bu eş zamanlı yürüyen toplantılar arasında koşuşturma heyecanını yaşamak, hem de çakışan oturumlarda ilgimi çeken konuları kaçırmış olmanın hüznünü duymak düştü.
Seçilmiş posterler, bir Moderatör eşliğinde gezildi, tartışıldı. Ve her bir poster yürüyüşünün “En İyi”si seçildi. Ödülleri de, Kongrenin son günü verildi.
Kanımca son gün gerçekleştirilen “Çoklu Veritabanı Çalışma Tasarımı - Multiple Database Study Design” konulu özel oturum, birçok yönden, Kongre’nin en etkileyici oturumlarından biriydi. Aynı yada farklı ülkelerdeki veritabanları kullanılarak yapılan farmakoepidemiyolojik çalışmalar, veri setleri, uygulanacak analitik stratejiler ve yöntemler ve elbette bu çalışmalardan elde edilen sonuçların değerlendirilmesi üzerine çok yararlı, net, etkileyici bir oturum gerçekleşti. Böylesi kapsamlı ve etkileyici bir oturumun Kongre’nin son gün programına alınmış olması elbette sürpriz değildi. Kişisel görüşümü de ekleyerek belirtmek isterim ki bu yaklaşım aslında, ISPE’nin, kongre katılımcılarının son güne kadar kongreyi izlemelerini sağlamak için uyguladığı geleneksel ve kanımca, hoş olduğu kadar doğru bir yöntemdir.
Kongre’nin ikinci günü olan 27 Ağustos Cumartesi akşamı ise, katılımcıları, Guinness Storehouse’da çok eğlenceli ve sempatik bir sosyal etkinlik düzenleyerek ağırlayan ISPE, bu hoş akşamın açılışını, İrlandalı bir davul grubunun ritmik, epik, hareketli ve orijinal şovuyla başlattı. Bu, aslında akşamın ne kadar eğlenceli geçeceğinin ilk ipucuydu. Bu sosyal akşam, Guinness Storehouse’u gezmemizi sağlamakla kalmadı. Arthur Guinness’in, kendisinin ürettiği biraya olan güveninin markalaşma, hatta bunun da ötesinde bir efsane haline geliş öyküsünü, Guinness birasının tarihçesini yerinde öğrenmemize, hatta yaşamamıza olanak sağladı. 200 yıl sonra bile, Arthur Guinness efsanesinin kabul görüyor olmasına ve onurlandırılmasına tanık olmak, Dublin Kongresi’nin unutulmayacak yönlerinden biriydi!
Dublin’de gerçekleştirilen 32. ISPE Kongresi’nde, Türkiye’den bir bildirinin bulunmaması ya da en azından yalnızca Türkiye verileri ile yapılan bir çalışmanın sunulmaması, dahası böylesi geniş kapsamlı ve alanında tek olan bu Kongre’de sadece katılımcı olarak bile Türk akademisyenlerin ve öğrencilerin bulunmaması, içtenlikle belirtmeliyim ki içimde buruk bir hüzün yarattı. Ancak her şeye karşın, farmakoepidemiyoloji’nin artık ülkemizde de hak ettiği önem ve ilgiye en kısa sürede kavuşacağı konusundaki umudumu koruyorum. Kendi adıma, bu alandaki araştırma ve çalışmaların niteliğinin yükseltilerek çoğaltılması konusunda daha yoğun ve özel bir çaba göstereceğimi vurgulamak istiyorum.
Farmakoepidemiyolojiye ilgi duyanlar için, gelecek yılki 33. ISPE Kongresi’nin 24-27 Ağustos 2017 tarihleri arasında Halifax, Kanada’da yapılacağını belirteyim. Bildiri gönderme son tarihi henüz net olarak belirlenmiş, resmi olarak duyurulmuş değil. Ne var ki, bildiri gönderme tarihinin geleneksel olarak o yılın Şubat ayı başında olduğunu hatırlatıyor, şimdiden ajandalarınıza not etmenizi rica ediyorum.
ISPE 2017 Kongresi’nde, ülkemizde yapılan farmakoepidemiyolojik çalışmaların sunumlarını görebilmek ve Halifax’da görüşebilmek dileklerimle!
Saygılar, selamlar,
Pr Sinem Ezgi Gülmez
Not: Yazının içeriğinin tamamı yada bir kısmı, değiştirilmeden ve kaynak gösterilerek paylaşılabilir.
Pr Sinem Ezgi GÜLMEZ – ICPE 2016, 9 Eylül 2016